Düşünen,sorgulayan,fikir üreten ve hayata böyle tutunan insanlar omuzlarına yük alarak yaşarlar hayatta.Ve bu düşünme hali her zaman yaşamı zorlaştırır.İşte bu kitap böyle bir zamanda karşıma çıktı benim.İnternette kitap seçkilerine bakarken.
“İnsana hiç rahat yok kendinden” ne kadar da doğru değil mi? Hele de bizimki gibi gündemi asla sabit olmayan bir ülkede,sürekli değişken koşullarda yaşıyorsanız kendinize hiç rahat yok.
Kitaba gelince;Grace Paley,Yahudi asılı Ukrayna’dan gelip Bronx’a yerleşen bir aileden gelme.Hayatı boyunca aktivist olmayı sürdüren bir yazar.
Kitap on bir(iki öykü aslında birleşik kısa öykü)öyküden oluşuyor ve başrolde insanoğlunun değişik halleri var.Tutkulu,şehvetli,oyuncu,hırslı yalnız ama karamsar değil hep bir çözüm arayan.Ve yazar tüm bunları muzip,neşeli ve gerçekten çok muzur bir dil ile yapıyor.
Diyaloglar öylesine canlı ki sanki evimizin ortasında arkadaşınız ile konuşuyorsunuz.İroni o kadar gerçek ki sizi çokça gülümsetiyor okurken öykülerin tadı nefis,içsesler harika.
Yazarın olaylara bakış açısı kitabı bir felsefi metin okuyormuşsunuz hissini de vermiyor değil.
Karakterler derinlemesine yazılmış,ama salt kadın yüzüyle bakmamış yazar.Erkek tarafından da kadını değerlendirmiş.
Beni en çok etkileyen iki öykü oldu.İlk öykü “Hadi güle güle,uğurlar olsun” diğeri “Hayattan bir beklenti”
İlk öykü gençlik aşkının tazeliğinden dem vururken diğeri biten bir evliliği anlatıyor ve ilk öykünün tatlı kahramanı Rose öykünün ortalarında harikabir cümle ediverir :”Babamın anısına ve insanlığa duyduğum saygı yüzünden aşk uğruna yaşamaya karar verdim”
KİTAP İNCELEME ; NÜKET CEYLAN