https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/06/hakkimizda.jpg

Aslen Polonya kökenli olan Georges Perec, deneyimledikleri büyük ve acı dolu savaşın emarelerinden biraz olsun kurtulmak için, Paris’e göç eden bir ailenin tek çocuğuydu. Ne var ki, tanıma fırsatını bile bulamadığı babasını 1940’ta savaşta kaybetmişti. İki sene sonra da daha 6 yaşındayken, Fransız müttefikler tarafından Nazilere verilen annesi Auschwitz’te kurşuna dizildi. Hayatının bu dramatik öyküsünü kimseye anlatmadığı bir okul dönemi geçirdi. Sessizlik içindeydi ve yaşadığı zamanı normal görmedi.
Georges Perec ilk kez geniş çaplı olarak 1965’te yayımladığı ‘Şeyler’le Renaudot ödülünü kazandı. 1967’de Raymond Queneau ve François Le Lionnais’in kurduğu, matematikçiler ve yazarlardan oluşan OuLiPo  grubuna katıldı. 

 Raymond Queneau’ye ithafen yazdığı Yaşam Kullanma Kılavuzu ile Medici Ödülü’nü kazandı, ancak kitabını ithaf ettiği dostu, bunu göremeden hayata gözlerini yummuştu. Kayboluş’u (La disparition) bu dönemde yazarken (birinci mucizedir) Fransızcanın en çok kullanılan sesli harfi olan “e”yi kullanmadı. 

 Romanın sıradışılığına değinecek olursak; Önsözden başlayarak, içindeki bölümlerin içeriğinde devam eder. Otuza yakın bölümü okumadan önce şöyle bir tarayıp bir başkasına aktarmanız istendiğinde susup kalır ve pek bir şey söyleyemezsiniz. Hele bu roman Fransızca’dan bir çeviri ve Fransızca’nın en önemli ünlüsü olan e sesinin hiç kullanılmadığı bir romansa…
Perec’in ‘e’ harfini dışlamasının sebebi, ailesinin kaybının sorumlusu Nazileri eleştiri olduğu yönündedir. Fransızca’da ‘onlar’ anlamına gelen bir ünlem olan ‘e’ harfinin okunuşundan dolayı, ‘onlar’ değil de ‘şeyler’ diyerek, kastetmiştir.

Bitmedi; üstelik bu roman Türkçe’ye çevrilirken de e sesi hiç kullanılmamışsa işiniz iyice zorlaşır;

 *Mağripli avukatların can pazarı,

* Nahif bir baritonun bir yıldırımla sonlanan kısa hayatı,

*Karnındaki yakut madalyonun hatırına bir piçin safkan İngiliz olarak kabulü,

*Bir sazanın padişahlara layık bir lokuma burun kıvırışı,

*Balık pilakisi yapmaya kalkışıldığında maruz kalınan sıkıntılar,

*Kur piyasasında doların aşırı güçlü oluşunu da ortaya koyan bir aşk masalı,

*Onyıllardır ortaya atılan yalan dolanın ipliği pazara çıkarılarak Titanic’in asıl  niçin battığı,

*Günahkar bir bücürün ahlakdışı yollardan papa olmasına ramak kalması gibi bölümleri olan bir roman hakkında ne diyebilirsiniz veya nasıl bir ön fikir sahibi olursunuz romanı okumadan?

Kitabın çevirmeni Cemal Yardımcı:

“Fransızca’da e harfi kullanmamaya karar verdiğinizde kelime hazineniz yüzde 30-40 oranında daralıyor. Türkçe’de ise bu oran dörtte bire iniyor. ‘Sen, ben, ve, -ken’ gibi kelime ve ekleri kullanamamak insanı bir hayli zorluyor” diyerek yaptığı işin zorluğunu gayet iyi özetliyor aslında.

“Ancak  sonuç olarak Türkçe’de dilime vurulan boyunduruğun Georges Perec’inkine kıyasla daha hafif olduğunu itiraf etmeliyim” diyerek de Georges Perec’in hakkını Perec’e vermiş oluyor.
Daha da ileri gidersek Cemal Yardımcı, Kayboluş’un özgün metnine kendinden başka bölümler de eklemiş, başlıkları değiştirmiş, Perec’in kitabını başka bir kitaba dönüştürmüş. Örneğin, 17. bölümde,  Fuzuli’den, Bakî’den, Namık Kemal’den, Fikret’ten, Hamid’den, Yahya Kemal’den, Tarancı’dan, Orhan Veli’den, Karacaoğlan’dan alıntılar var. Örneğin:

“Aman candan usandırdı gazabdan yar usanmaz mı / Ufuklar yandı ahımdan, muradım mumu yanmaz mı?”

Kayboluş, bir puzzle bilmecesi gibidir. Sözgelimi ETNA’dan söz eder ama aslında bir VOLKANDIR. Ayrıca iddialara göre, Georges Perec tarafından açıklanana kadar hiç bir eleştirmen kitabın e harfi kullanılmadan yazıldığını fark etmemiş. Cemal Yardımcı tarafından hiç “e” kullanılmadan, üç yıl süren bir çalışmayla kitabın Türkçeye çevirisinin yapılması ikinci mucizedir. Çevirmene buradan teşekkür ediyorum böyle zor bir romanı bizim dilimize de kazandırdığı için. Çünkü bu eseri dünyada çevirebilen sadece 6 kişi olmuş! Sırasıyla Almanca, İngilizce ve İspanyolca’dan sonra da Türkçe. Bence bu önemli ve kim ne derse desin yapılan iyi şeyleri görmek gerekiyor. Üstelik bu konuda bir uzman olan ve Perec Kullanma Kılavuzu’nu hazırlayan Enis Batur’un çeviriyi çok beğendiğini bizzat Cemal Yardımcı ifade ediyor.

 kaynak: İndigo dergisi ve kültürİstanbul’dan yararlanılmıştır.