https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/06/hakkimizda.jpg

Yazarız, çizeriz, olması gerekenlerle yapacaklarımız arasında bir uygunluk yaratır gideceğimiz her yolu önceden kestirmeye, duracağımız durakları, soluklanacağımız anları belirlemek isteriz. Adım adım olacakları öngörmek ve tereddütsüz bir şeyleri yaşıyor olmak, olası krizleri öngörebilmek, kontrolün her şeye rağmen kendinde olduğunu hissetmek felakette bile rahatlatıyor insanoğlunu. Kötü de olsa olacak olan bilmek istiyorsun ki o duyguya hazırlanabilecek vaktin olsun. Geçtiğimiz iki hafta beni oldukça hırpaladı, planladığım şekilde ilerleyebilseydim şahane işler başarmış, güzel bir sınav haftası geçirmiş, sorunsuz bir şekilde evime ulaşmış olacaktım. Yine de eksiğiyle fazlasıyla bir şekilde şuan evimdeyim ve kulağımda bir Candan Erçetin parçası “kul kurar kader gülermiş” bana bu yazımda eşlik ediyor.

Koşmaktan değil bir yere varamamaktan yorgunum birkaç haftadır dizimle bileğim arasında. İnsan bazen yazgısı belli olsun, sonu belli olsun, varacağı yeri hep gözü görsün ve öylece koşsun, yürüsün istiyor. Nefesi kalbine yetsin istiyor.Kendi sesini duymasın istiyor insan, sesler karışıyor çünkü gidilecek yollar şaşılıyor, dinlenecek sesler karışıyor, insanın içi karışıyor kısaca. Zaman dursun, insanlar sussun, kimse bir süre konuşmasın istiyor insan. Zaman iyileştirsin istiyor kimse hazır bir şey yapmıyorken. 

Bir şeyler yapmak, yürümek, yemek yemek, her zaman yaptığın işleri sürdürmek bil bazen öyle akıl almaz maceralara dönüşebiliyor ki bu sıradan olduğunu düşündüğün eylemler bile kendi içinde dev çıkmazlara çıkarıyor insanı. Sanki hayatın “plan yaparsan bozarım bana bırak” diyen bilge bir hali var. Kontrolün sende değil kaderin elinde olduğunu ve ne yaparsan yap bir noktadan sonra kendi hayatına bile seyirci kalacağını öğretir gibi. Bazen metroda, bazen grip olarak gittiğin bir hastane servisinde, bazen öylece bir koltukta otururken yani hayattan en sürpriz beklemediğin anda hayatına giriveriyor gerçekten o an olması gereken.

Ben mi? Ben artık yıldım ömrümün kalıplarından, sadece yaşamaya çalışıyorum enine boyuna 21.yılımı. Umudum, umutsuzluğum, hayallerim, korkularım hepsini bir süre rafa kaldırıyorum. Olacak olana kapadım gözlerimi, sadece yürüyorum. Dalgınlığım, unutkanlıklarım, dalıp gidişlerim olanın bitenin gönlümce olmayışından. Ama Allah’tan olacak olanın son dakika olmamasına alıştırdı hayat beni, bense bir tek saf yaşamı, sadece yaşıyor olmayı denemedim. Kartlarım açık oynuyorum, başıma ne gelecekse gelsin buradayım bekliyorum.