https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/06/hakkimizda.jpg

Bu yazımızda dramatik yazın sanatlarının neredeyse olmazsa olmazı, romanlarda da sıklıkla görebileceğimiz iki kişiden bahsedeceğiz; protagonist ve antagonist.
Protagonist hikâyenizin kahramanıdır. Burada kahramanın ne olduğu ve tarihsel gelişimine bakmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Aristotales, Poetika isimli yapıtında tragedyalardan bahsederken kahraman kavramına ayrıca değinmiş; tragedyalarda trajik olanın gerçekleşmesi için baş oyun kişisinin ortalamadan üstün nitelikler taşıması gerektiğini söylemiştir ki; tragedyaların baş oyun kişilerine kahraman denilmektedir. Kişinin yüksekten düşmesi daha etkili olacağı için kahramanın ortalamadan üstün insan olması yeğlenirdi. Klasik yapıtlarda ortalamadan üstünlük soyluluğu ifade ederdi; buna kurala paralel olarak antik ve klasik dönem tragedyalarında kahramanların kral soyundan kişiler olduğunu görürüz. Bu oyunlarda ortalamadan üstün olmak aynı zamanda erdem sahibi olmak demekti.
Antik tiyatro denilince akla ilk gelen oyun olan Sophokles’in Kral Oidipus’unu protagonist kelimesi kapsamında inceleyelim öncelikle. Oidipus mahvına neden olan kara talihine karşın soylu, zeki, sorumluluk sahibi, güçlü, yürekli ve adaletli bir kişidir. Sfenks’in bilmecesini çözerek zekâsını ispat eder. Ülkesini iyi yöneterek sorumluluk sahibi olduğunu kanıtlar. Tanrıların daha doğmadan belirlediği yazgısına karşı savaşarak cesaretini ortaya koyar. Kaderinin kurbanı olduğunu anladığında da kendine en ağır cezayı uygulayarak güçlü bir benliğe ve adalet duygusuna sahip olduğunu gösterir.
                                                            
Oidipus’un kızı Antigone’nin kişiliği ise biraz daha karmaşıktır. Ağabeyinin gömülmesini yasaklayan kralın buyruğuna karşı çıkmakla özgür iradeli ve yürekli olduğunu, ağabeyinin cenazesini gömmegörevini üstlenerek tutucu olduğunu gösterir.
Yine Poetika’ya bakacak olursak; tragedyanın sonundaki yıkımın akla yakın olarak gerçekleşebilmesi için kahramanın bir hata yapması gerekir. Buna hamartia yani trajik hata denilmektedir. Trajik hata, herkesin düşebileceği bir yanılgı ya da ahlaki olmayan kusurdur. Aristotales, hiç hataya düşmeyen ortalamadan üstün insanın tragedyanın sonunda yıkıma uğramasının inandırıcı olmayacağını savunur.
Roman kişisi ile oyun kişilerinin ayrımı üzerinde durulurken roman kişisinin tarihi ve biyolojik özellikleri ile ele alındığı, organik bir varlık olarak gelişip değiştiği, yaşayan bir birey, bir kişilik olarak görüldüğü ileri sürülür. Oysa oyun kişisi; yazarın son aşamada ulaşacağı karara doğru yürüyen, bu doğrultuda işler yapan ve kendini var eden dramatik bir kimliktir.
Tragedyalarda baş oyun kişisinin ortalamadan üstün, soylu ve erdemli kişi olması ve büyük işlere kalkışması onlara kahraman denilmesine yol açmıştır. Bugün bu niteliklere uymayan sıradan kişilere de kahraman denmesinin sebebi olayların çevresinde geliştiği baş oyun ya da roman kişisinin belirtilmesinden başka bir şey değildir. ?
En başta Protagonistin hikâyenizin kahramanı olduğunu söyledik. İyi yazılmış bir karakter olduğunda kahramanı herkes sever. Kahramanlar unutulmaz olmalıdır. Bunun yolu da kahramanınızın zayıflıklarından geçer. Karakterlerinize insani kusurlar eklemenin üzerinde ilerleyen sayılarda ayrıntılı olarak duracağız.
Antagonist ise; protagonisti engellemekle yükümlü karakterdir. Karşı kişi ya da muhalif kişi olarak da tanımlanabilir. Yaptıkları kahramanın harekete geçmesini sağlar. Kötü ya da iyi olabilir. Genellikle okurun nefret etmeye bayılacağı karakterdir fakat iyi yazılmış bir antagonist gönülleri fethedip unutulmaz bir karakter halini alabilir. Felsefi anlamda ise; bireyin düşünerek bulamayacağı doğruları gösteren, gözlemleyerek elde edemeyeceği tecrübeleri yaşamasına sebep olan kişi olarak tanımlanabilir.Protagonist ile antagonistin ayrımı iyi ya da kötü olmalarından geçmez. Birbirlerine karşı ya da muhalif olmaları temel ayrımdır.
Yazımızın sonunda sinema filmi olarak da çekilmiş ve iyi bilinen iki romandaki protagonist ve antagonist örneklerine yer verelim; 
Thomas Harris’in yazdığı Kuzuların Sessizliği’ndeki Hannibal mükemmel bir protagonist örneğidir. Ajan Starling ise antagonist örneğidir. Ajan, Hannibal’ın tam dişine göredir. Ama bir yandan da Hannibal, Ajan Starling’e neredeyse hayrandır. Çünkü onu kolay kolay alt edemez.
Herman Melvile’in unutulmaz romanı Moby Dick’te Protagonist Kaptan Ahab’dır. Antagonist ise kitaba ismini veren balina Moby Dick’tir.
 
? Yaşamın kırılma noktasında Dram Sanatı-Sevda Şener- Dost Yayınevi