Bu yazımızda yazın sanatlarında öneminin iyi kavranması gereken ana karakter ile yan karakterlere değineceğiz. Sonrasında da karakter yaratımında sık yapılan hatalara bakacağız. Sözü uzatmadan ana karakter ile başlayalım.
ANA KARAKTER
Ana karakterler hikâyeyi ilerletme, onu canlı tutma gibi görevlere sahip karakterlerdir. Çoğunlukla tanım aşamasında Protagonist ile karıştırılmaktadır. Ana karakterler olayların etrafında geliştiği baş roman kişileridir. İyi ya da kötü olabilirler. Yeri gelmişken kötü karakterlerle ilgili bir kaç cümle sarf etmekte fayda var.
Kimi romanlarda iyi yazılmış bir kötü, okurun daha çok beğenisini kazanabilir. Kötü karakterin kalitesini ortaya çıkaran fark karakterin kötülük yapmaktaki amacıdır. Taht Oyunları serisindeki Kral Joffrey amaçsız bir kötüdür. Sadece kötülük olsun diye kötülük yapar. Ama diğer yandan Ramsay Bolton amacı olan bir kötüdür. Ramsay Bolton alt planda hayatı boyunca piç olmanın verdiği onursuzluğu yenme savaşı vermektedir. Bizim kötülük diye adlandırdığımız şeyler onun var olma çabasıdır bir bakıma. Bu nedenle Kral Joffrey’i neredeyse kimse sevmezken Ramsay Bolton’un dünya çapında azımsanmayacak derecede fanları vardır.
YAN KARAKTERLER
En az ana karakterler kadar önemlidir. Ana karakterin söyleyemediği ya da yapamadığı şeyleri onlar yapabilir. Ana karakterlerin yaşamındaki önemli dönüm noktalarını ortaya çıkarmakta yardımcı olurlar. Yan karakterler de en az ana karakterler kadar önemlidir ve üzerinde titizlikle çalışmanız gerekir.
Dostoyevski’nin ünlü romanı Karamazov Kardeşler’in ana karakteri Dimitri’dir. Dimitri’nin kardeşleri ve Katya ise yan karakterlerdir. Hepsinin birer hayat amacı, birbirleriyle ve kendileriyle çatışmaları vardır. Bazı romanlarda yan karakterler hikâyeyi ana karakterlerden daha çok sürükler. Ama siz yine de yan karakterlerin gösteriyi çalmasına izin vermeyin.
KARAKTER YARATIMINDA SIK YAPILAN HATALAR
Karakter yaratırken kaçınmanız gereken çok az şey vardır. Ama en önemlisi karakterinizin hayalinizdeki özelliklerini okura dikte etmektir. Okuduğum çoğu roman taslağında gördüğüm kadarıyla bu hata çok sık yapılmaktadır. Kadın karakterinizin ne kadar güzel olduğunun ya da Haşim amcanın çekingenliğinin altını çizerek okuru etkilemeye çalışmadığınızdan emin olun.
Karakterinizi üç şekilde tanıtabilirsiniz.
– Karakteriniz hakkında zaman zaman bilgi verebilirsiniz.
– Romanın genelinde karakteriniz hakkında okurun sezgiyle kavrayabileceği bilgiler verebilirsiniz.
– Ya da onu bize diyaloglar aracılığı ile tanıtabilirsiniz. Yani kısacası anlatmayın, gösterin. Okur kitabınızı okurken kahramanınızı görmelidir.
Karakter yaratımında sık yapılan hatalardan biri de klişe tiplemelerdir. Şişman kasap, geveze berber, Aptal sarışın, iyi kalpli fahişe gibi klişelerden uzak durmanız yazdığınız şeyin özgünlüğü konusunda size yardımcı olacaktır. Gerçek hayatta bu tür insanlar yok diyemeyiz ama bir yazar olarak özgün karakterler yaratmanız maharetinizi ortaya çıkaracaktır. Klişe tiplemeleri kullanmakta ısrarlı olabilirsiniz. Çünkü kitabınızdaki bir karakter tam da öyle bir tiplemedir. Belki de siz ona alışılmadık bir hobi ya da tuhaf bir alışkanlık ekleyerek onu karton karakter olmaktan kurtarabilirsiniz.
Tolstoy’un Anna Karenina’sı eşini aldatan bir kadındır, Flaubert’in Emma Bovary’si de eşini aldatan bir kadındır. Ama iki kadını birbirinden ayıran kişisel özellikleri, mazileri, korkuları, cesaretleri, zaafları vardır. Sefiller’in Jean Valijan’ı, Suç ve Ceza’nın Raskolnikov’u , Aşk-ı Memnu’nun Bihteri, Çalıkuşu’nun Feridesi gerçek olmasalar bile kendilerine has özellikleriyle gerçekçi yazılmış üç boyutlu karakterlerdir. Hayatın tam içindedirler ve asla klişe değillerdir.