Ufak bir tebessümdü aradığım o hiç değişmeyen simanızda. Belki bir gün gülüş olursunuz diye bekledim hep.
Sizde gamze bulunur mu?
Hiç güldünüz mü siz?
Bir deneyin bakalım neler olacak? Belki de yaşınızın çok ötelerinden yaşamınıza damlayan o iki sert dudak kıvrımınız ışık hızıyla yaşınıza dönüşür.
Çilekli pasta sever misiniz?
Bir ara yüz çizgilerinizi sayarak ulaşayım istedim yaşınıza. Olacak gibi değildi, belki yirmi, belki yirmi beş çizgi vardı yüzünüzde, her biri iki seneden hesaplansa… Olacak gibi değildi. Öğrenciydiniz biliyordum. Tıp fakültesinde okuyordunuz.
Bana anatomi anlatır mısınız?
Bir gün gülüş oluverirsiniz de aman kaçırırım diye; okula gideceğiniz saatte damlıyordum kapıya. Tüm güneş açmışlığımla: “Günaydın!” diyordum da sert bir kafa selamıyla ezip geçiyordunuz tüm günü. Niçin bu denli çok uğraşıyordum sizinle? Evet, bilmediğim bir de bu vardı. Bugün size ellerimle bir çilekli pasta yapmışım ki sormayın. Sormazsınız zaten. Dudaklarınızın arasında iletişim kurmamızı sağlayacak bir şey var mı? Onu geçiniz, gözleriniz desem, hiç bakmıyorsunuz ki gözlerime.
Şimdi kapınızı çalacağım ve pastanızı uzatacağım.
Muhtemelen ders çalışıyorsunuz. Ne de iyi gelecek.
Hiç aşk beslediniz mi?
(Ne çabuk büyüyorlar bir bilseniz.)
İyi ki ben seviyorum çilekli pastayı. Reddinizden sonra hepsini tek başıma yiyebileceğim ne güzel, yalnız, paylaşımsız…
Beni özlediniz mi?
Kitaplara çok düşkündünüz. Günlerce kitap tavsiye ettim size. Hepsi için okudum dediniz.
Peki sizde “POLLYANA” bulunur mu?
(Yoksa yanınızda o da mı intihar etti gülüşlerinizin ardından. Dayanamadılar değil mi? Ben dayanacağım. Sizse dayanamayıp ısrarıma, güleceksiniz bana bir gün, bekleyeceğim.)
Saklambaç oynayalım mı?
Yıldız araklayalım mı gökten?
Güneş aralayalım mı içinize?
Gülelim mi biraz?
(Sonra dilediğiniz kadar ağlarız.)
Ben yarın taşınıyorum. Ev sahibi burayı aileye verecekmiş. Ev sahibimiz aynı kişi olduğuna göre yakında sizin eviniz için de bir aile bulacaktır. Hazırlıklı olun diye söylüyorum.
Ne dersiniz aile olalım mı?
Çok zor şeymiş taşınmak yüreğinizden. İnanamıyorum, yıllardır kapalı duran pencereniz, taşınışımı izlemek üzere aralanmış. Yılların şaşkınlığı üzerimde gülmeye çalışıyorum size. İnanmıyorum, yıllardır kapalı duran dudaklarınız gülümsüyor evet gülümsüyor, hüzünle de olsa.
Gamzeleriniz de varmış sizin.
Biliyor musunuz, bu tebessüm için taşınmaya değermiş. Gamzelerinizden birini ödünç verir misiniz?
Saçlarımda yıldız tozlarıyla geldiğim gün iade ederim size, eğer isterseniz.
(Orada olacak mısınız?)