https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/06/hakkimizda.jpg

Yirmi sekiz yaşındaydı Temir Abi. Uzun boylu, esmer ve yakışıklıydı. Yan çatmacıydı. Çocukluğundan beri konfeksiyonda çalışıyordu. Aslında o, bu “çocukluğundan beri” tabirinden pek hoşlanmıyor, “Oğlum biz çocukluk mu yaşadık sanki!” diyerek “on yaşından beri” tabirini kullanıyordu. Diyecek başka bir şey bulamadığımdan “Haklısın abi.” diyordum.

Sıkı bir Orhan Baba hayranıydı Temir Abi. Çalan her şarkısına eşlik edemeden duramazdı. Hele bir de çalan şarkı Bir Teselli Ver ise. O zaman herkes dört buçuk dakikalığına pamuk tıkamak zorunda kalırdı kuşlaklarına.  Bir gün dayanamadım, ters bir cevap vereceğini bile bile sordum. “Abi,” dedim, “neden bu kadar çok seviyorsun bu Orhan Babayı?”

“Oğlum, insan babasını sevmez mi, saf?”

“E peki abi neden bu şarkı?”

“Lan oğlum ben sana saf diyorum ama sen dümdüz malsın. Baksana şu halimize, sabah yedi akşam yedi çalış çalış çalış. Ne için, hiç için. Gel de bütün acıların tiryakisi olma.”

“Anladım abi.” Dedim ama aslında anlamıyordum. Olmayı tercih ettiği kişi değildi ama birinin buna onu ikna etmesi gerekiyordu. Bu misyonu ben üstlendim bir süreliğine ama vardığım sonuç bu inde çalışan herkesin aslında şu anki kişiler olmadıkları olunca daha fazla uğraşmadım.  Derken bir gün Temir Abi canı epey sıkkın bir halde geldi işe.  Uykusuz olmasına verdi herkes bunu ama ilerleyen saatlerde Orhan Baba’nın hiçbir şarkısına eşlik etmeyince ustabaşı emin olmak adına Bir Teselli Ver şarkısını açtı. Nafile. Temir Abi ona da eşlik etmedi ve herkes meselenin sırf uykusuzluk olmadığını, daha ciddi bir şeyler olduğunu anladı. Ben birkaç kez sormaya çalıştıysam da ortacı Hasan – benden çok önce işe girdiği için üstüm sayılırdı ve herkesin huyunu suyunu daha iyi bilirdi- “Boşuna uğraşma, o kendisi anlatmadan ağzından laf alamazsın.” diyerek vazgeçirdi beni. O günü nasıl akşam ettik kimse anlamadı. Temir Abi yedi buçuk gibi yerinden kalktı, üstünü değiştirdi, elbiselerine hava bastı ve çıktı. O günden sonra işe gelmedi. Semtte bile rastlayan olmadı ona bir daha. Herkes kendince bir şeyler uydurdu ama kimse Temir Abi’nin neden gittiğini, nereye gittiğini hiçbir zaman öğrenemedi.