https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/06/hakkimizda.jpg

”Kötülük pek çok maske giyebilir.

Hiçbiri iyilik maskesi kadar tehlikeli değildir.

1999 yılında gösterime giren 105 dakikalık film fantastik macera tarzında olan bir Tim Burton filmidir. Konu olarak Washington Irwing’in The Legend of Sleepy Hollow (Sleepy Hollow Efsanesi) isimli klasik hikâyesinin üstüne dayanır. Bu öykü Amerikan kültüründe 200 yıldır belli bir etkiyi sürdürüyor olmasına rağmen filme konu olacak kadar az malzeme içeriyor. O yüzden senariste öyküyü yeniden tasarlama görevini yüklediğini açıkça görebiliriz. Yapım aşamasında Tim Burton minimum düzeyde efekt kullanmaya özen gösterirken film en iyi sanat yönetmeni dalında akademi ödülüne de layık görülmüştür. Yönetmen Tim Burton olunca, başrol olarak Johnny Depp’in de orada olacağını biliyoruz. Hayalet Süvari’de Johnny Depp’e başarılı oyuncular Christina Ricci ve Miranda Richardson eşlik ediyor.

Film genel hatlarıyla, 1799 yılında New York’dan bir olayı araştırmak için Sleepy Hollow köyüne gelen polis müfettişi Ichabod Crane (Johnny Depp)’in şahit olduğu ve çözmeye çalıştığı garip bir olayı anlatıyor. 1950’li yılların fantastik korku filmlerindeki sisli ve çoğunlukla siyah beyaz tonların ağırlıklı olduğu havada olan Sleepy Hallow’un çekimleri için İngiltere’de hikâyeye uygun küçük bir köy sıfırdan inşa edilmiş.

Filmde, Ichabod Crane, döneminin ötesinde, yenilikçi, gelişmiş teknikler uygulamaya meyilli, hayatın neden-sonuç ilişkisine bağlı olduğuna inanan genç bir polis dedektifidir. Johhny Depp’in bu karakter için adeta biçilmiş kaftan olduğunu söyleyebiliriz. Gölde bulduğu cesedi 18. yüzyılın katı ve din kisvesi altındaki bağnaz İngiltere’sinde incelemeye kalkınca yargıcın hışmına uğrar. Yargıç bu durum karşısında kendisine iki seçenek sunar; ya bu saçmalıkları bırakacak ya da Sleepy Hollow adlı köye gidip orada işlenen gizemli cinayetleri çözecektir.

Tüyler ürpertici olan kasaba bir gizem içerisindedir. Köy halkı arasındaki efsaneye göre cinayetler geceleri ortaya çıkan, başsız bir süvari tarafından işlenmektedir. Ancak genç polis dedektifi doğaüstü hiçbir şeye inanmaz. Sleepy Hollow’a vardığında cinayetlerin ona anlatıldığından çok daha garip olduğunu ilk bakışta anlar. Ichabond Crane başta batıl inanç olarak düşündüğü bu efsaneyi araştırırken kendi içinde de çelişkilerle karşılacaktır. Kendini olayların göbeğinde bir cadıya âşık bulanca oradan oraya sürüklenmeye başlayacak.

”Senin bir kalbin yok, benimkini sana vermeyi düşünmüştüm.”

Tim Burton ve Johnny Depp klasiği sevenlerin kaçırmaması gereken muhteşem bir eser. Tek kelimeyle ”muhteşem” diyebiliriz. Özellikle pandemi sürecinde evde kaliteli vakit geçirmek isteyenlerin adresi Sleepy Hollow’dan geçiyor.