https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/06/hakkimizda.jpg

Stevenson, ünlü eseri Dr. Jekyll ile Bay Hyde kitabında saf iyi ile kötünün çatışmasını anlatır. İyi bir doktorun ahlaksal ve vicdanen çöküşünü, korku atmosferi altında yansıtır. Viktorya Dönemi insanlarının sosyo-kültürel yaşamından izler taşıyarak onların görünmez yönlerini gün yüzüne çıkarır. Burada kısaca bu dönemle ilgili bilgi vermek konuyu daha açıklayıcı hale getirip kitapta verilen göndermelere ışık tutacaktır. Victoria Devri Kraliçe Victoria’nın hüküm sürdüğü 1837 ile 1901 tarihleri arası dönemi kapsar. Fakat birçok tarihçiye göre bu devir 1832 Reform Hareketleri ile başlar. Toplumsal yapıda bir çözülmenin gerçekleştiğini söylemek mümkündür. Bu dönemde Aristokrat sınıfının önemi artmış zengin fakir ayrımındaki çizgi daha da belirginleşmiştir. Özellikle maddecilik önem kazanmış ve alt tabakadaki insanlar değersiz görülmüştür. Dine karşı bir öfke oluşmuş,  bilimsel araştırma ve deneyler artmıştır. Kraliçe’nin cinselliğe olan aşırı sert tutumu ahlaksal yapıda çöküşü beraberinde getirmiştir. Sanata karşı bir düşmanlık başlamış edebiyat eğlence aracı olarak görülmüştür. Kitapta bu dönemin yansımalarını açıkça görmek mümkündür.

Stevenson ürpertici eserinde etkileyici anlatımıyla okuru Londra’nın sokak lambalarıyla aydınlatılan, puslu gizemli sokaklarında dolaştırır. Dolaştırırken de insanı ürperten, hayrete düşüren birtakım garip olaylara tanık eder.
Kitabın ana karakterlerinden biri olan Dr Jekyll adeta bir kişilik bölünmesi yaşar. Bilinçaltının baskısıyla kuvvetlenen, dehası sayesinde yaptığı deneyler sonucu gün yüzüne çıkan kötü tarafı, insanda hayretler uyandıracak, içine korku salacak ruhsuz bir canavara dönüşür. Bu aynı zamanda dizginleyemediği iç dünyasının bir nevi dışavurumudur ve çok kötü olaylara sebebiyet verir. Kitapta belirgin bir merak unsuru göze çarpar. Ve olaylar gizem perdesi altında gelişir. Avukat Bay Utterson, Henry Jekyll’nin gizemli isteğinin sırrını çözmek isterken bir de cinayet işlenmiştir. Ayrıca doktorun bütün servetini bıraktığı şu gizemli Bay Hyde’de de kimdir?

Sayfalar mükemmel bir gizem atmosferi içinde akar. Özellikle avukatın bir dedektif rolüne bürünüp olayları aydınlatma çabası okurda büyük bir merak duygusu uyandırırken sürükleyiciliği de sağlar. Ama şunu da belirtmek isteriz ki dikkatli bir okur, gizemi daha kitabı okumadan kapağından çözebilir. Polisiye tadında, felsefi derinliği olan bu korku, bilimkurgu romanını okumanızı tavsiye ederiz. Kesinlikle muazzam bir eser. Birçok dile çevrilmiş ve çok satanlar listesinden düşmemiştir. Onlarca kez sinema filmine uyarlanmış ve sahnelenmiştir. Aşağıda kitabın konusundan kısa bir alıntı aktarıyoruz.

“Utterson, Dr. Jekyll’ın yeni asistanı olmasına rağmen, doktorla bir arada görmediği, şeytani görünüşlü Mr. Hyde’ın esrarını anlamaya çalışır. Olaylar bir polisiye öykü havasında anlatılmakta ve her şey en sonunda açıklanmaktadır. Avukat Utterson, kuzeni Richard Enfield’la bir pazar günü Londra sokaklarında gezerken, Soho’da eski bir evin kapısını gösterip o evde oturan adamın karıştığı bir olayı anlatır. Bir gece evine dönerken, kısa boylu garip bir adamın, tökezletip yere düşen küçük bir kızın üstüne basarak, onu çiğneyip geçtiğine şahit olmuştur. Enfield hemen adamı yakalamış ve kızın ailesiyle beraber bir doktor ve polis çağırmıştır; Adamı kızın ailesine para vermesi için de zorlamıştır. Adı Edward Hyde olan bu adam, Soho’daki kapının ardından, elinde yüklü bir meblağ yazılı olan ve (Dr.Jekyll) imzasını taşıyan bir çekle çıkmış ve bu çeki kendi bozdurup kızın ailesine vermiştir. Enfield bu garip adamın yüzünde insanların nefretinin ve korkusunu uyandıran bir şey olduğunu, bu adamın bir insan değil sanki bir canavar olduğunu söyler. Utterson bu adamın kısa süre önce eski dostu Dr.Jekyll’ın kendisine gönderdiği vasiyette adı geçen varis Edward Hyde olduğunu anlar. Vasiyette Dr.Jekyll’ın ölmesi ya da üç aydan uzun süre ortadan kaybolması durumunda tek varisinin Mr. Edward Hyde olacağı yazılıdır. Vasiyeti ilk aldığında bu hiç tanımadığı adam hakkında bir şeyler öğrenmek istemiş, ama şimdi öğrendikleri hiç hoşuna gitmemiştir. (Ayrıca, garip “kaybolma” maddesi de dikkatini çekmiştir.) Hakkında öğrendiği şeylerse: insanlara kaba ve kötü davranan zalim birisi olduğudur; Eski dostunun böyle bir adamla ne işi olduğunu merak da eder. Önce kendisinin ve Jekyll’ın eski dostu Doktor Hastie Lanyon’a, Jekyll’ın Edward Hyde adında bir dostunu tanıyıp tanımadığını sorar. Jekyll’ın metafizik fikirlerini beğenmeyen maddeci bilim yanlısı, tutucu biri olan Lanyon: Hyde’ın adını daha önce duymadığını söyler. Daha sonra Utterson, adresi olduğunu öğrendiği Soho’daki sokakta bir gece onu bekler ve onunla tanışır. Vasiyetini bırakacak kadar güvendiği ve değer verdiği bu genç adam hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışan Utterson Hyde’ın yüzünde insanın görür görmez nefretini uyandıran, sanki insandan çok mitolojik hikâyelerdeki Trolleri ve canavarları çağrıştıran bir şey olduğunu fark eder. Ama ne olduğunu bir türlü anlayamaz. Evi olarak gösterdiği yerse Doktorun evinde Laboratuvar, muayenehane ve çalışma odası olarak kullandığı, evindeki müştemilatın arka kapısına bağlanan bir binadır…”

Yazının devamını vikipedia’da bulabilirsiniz ama eğer kitapla henüz tanışmadıysanız, metnin devamını okumanızı tavsiye etmem. Çünkü yoğun spoiler içeriyor. Keyifli okumalarınız olsun.