Nazenin Apartmanı
“Burası nice şiirlere, masallara, öykülere, filmlere konu ol-muş İstanbul. Yahya Kemal’in dediği gibi: Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul! Göremedim, gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer. Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul! Sade bir semtini sevmek bile ömre değer. Orhan Veli’den Özdemir Asaf’a, Sabahattin Ali’ye ve birçoğuna konu olmuş İstanbulumuz. Mis kokusunu çekeriz içimize sahil boyunca, kim nasıl âşıksa sevdiğine, öyle gelir İstanbul ona. Kimi zaman hüzünlü, kimi zaman sevecen ve kucaklayıcı, kimi zaman da çaresiz hissettirir.
Sarıyer’deki Nazenin Apartmanı, sarı rengiyle dikkat çeker. Yaklaştıkça begonviller kaplar bahçe duvarlarını, patika bir yoldan geçerek girersiniz binaya, apartman görevlisi yoktur. Yalnızca doğalgazdan önce kömürlük olarak kullanılan bir deposu ve eski eşyaların durduğu bir kazan dairesi vardır. Binanın arka bahçesine dolaştığınızda melisa kokusu burnunuza çalar. Minicik bir kameriyesi vardır, etrafında üç beş kişinin oturabildiği. Fakat kimsecikler kıymetini bilmez bu kameriyenin…”
Sarıyer’deki Nazenin Apartmanı’nın küçük, eğlenceli ve yer yer hüzünlü öyküsünü okuyacaksınız. Nazenin Apartmanı’nın her katında bir daire vardır, buranın sakinleri hır gürsüz yaşayıp gitmektedir ama bir gün bahçedeki o melisaların yanında toprağın kazılmış olduğunu fark ederler. Kazma küreği alıp bahçede neler olduğunu anlamaya çalışırlar. Buldukları şey, tüm yaşamlarını değiştirecektir…
Yitik Bir Zamana Methiyeler
“Bazen öyle olur ki, size hiç yakın olmayan bir durum, bir müzik, bir an, bir yaşanmışlık sizinmiş gibi gelir, yakınmış gibi. Öyle yakındır ki kendinizi tanımaz olursunuz. Sorgu sual başlar kendinize dair. Bu hal karşısında nasıl bu denli hoşnut olduğunuza şaşırırsınız. İnanmazsınız. Belki, “Hayat…” der geçersiniz, belki de… Bizler hayatı geçebilir miyiz? Yoksa hayat mı bizi geçiyor? Biz hep gerideyiz. Hep de geride olacağız. Hayat olabildiğince hızla akıp giderken biz ya şükredeceğiz ya gıpta ile bakacağız ya bu kadarmış diyeceğiz ya da hiçbir şey anlamadan ve hissetmeden yola kaldığımız yerden devam edeceğiz. Hiç inanmasak da. Neye inandığımızı bilemesek de. Öylece. Öylesine.”
Volkan Konya’nın yeni romanı Yitik Bir Zamana Methiyeler, Parma’da. Nasıl bir roman okuyacaksınız? Bir yanıyla ülkesinin sorunlarını düşünen bir aydının güncesi… Bir yanıyla bir müzik âşığı, kulaklığını takıp uzun yolculuklara çıkan bir romantiğin mektupları… Bir yanıyla bir nostalji tutanağı, bir Türkiye panoraması, bir yanıyla da tesadüf ve güzelliklerle dolu bir aşk hikâyesi… Elinizden bırakamayacaksınız.