Emin Alper’in yönettiği 2022 yapımı Türk filmi, 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde en iyi yönetmen dâhil olmak üzere 9 ödül almıştır.
Film bir av sahnesiyle açılarak bozkırda avın da avcının da hep var olacağına işaret ediyor daha başlarken. Film boyunca da av temposu bazen durağan bazen hızlı ama hep devam ediyor. Yanıklar kasabasına atanan savcı Emre’nin, bürokrasi ile yerel yöneticileri karşı karşıya getiren doğrucu Davutluğu kasabada bir türlü suların durulmamasına neden oluyor. Öte yandan Emre’nin de iyi niyeti ve dürüstlüğü çok net değil. Yönetmen burada edebiyatta eksiltme dediğimiz tekniği kullanarak Emre’nin kusurlu insan yanını ortaya koyuyor.
Kasabada süregelen ve yerel yönetimin doğa ile tabiri caizse savaşarak çözmeye çalıştığı su sıkıntısı ise kasabada ‘kirli’ ve ‘temizlenemeyen’ bazı alışkanlıkların radikal çözümler dışında yola gelmeyeceğinin altını çiziyor. Yine gazeteci ile savcı arasındaki cinsel çekim de net olmayan ancak sezdirme yoluyla seyirciye geçiyor.
Doğa ile insanın savaşı kasabada sık sık açılan obruklarla ve insanın doğanın teçhizatı karşısında aczine vurgu yaparken, açılan çukurlar aslında toplumun davranış biçimindeki bozuklukları derinleştiren bir metafor olarak seyirciyi etkiliyor. Burada hem toplumsal hem de bireysel boşlukların da obruk olarak kullanılması, filmin son sahnesinin yine o boşluğun başında bitmesi; yönetmenin doğayı filmin başrol oyuncularından biri gibi kullanmak istemesi şeklinde yorumlanabilir.
İlk sahnelerde cevval, titrinin hakkını veren savcının topluma adapte olurken giderek ürkek, tedirgin ve şüpheci biri olması filmin hem nalına hem mıhına vuran temposunu destekliyor. Gazeteci ile savcının arasındaki çekimin toplumca fark edilmesi ve linç girişimi filmin en vurucu sahnesi olabilir çünkü burada anlatılmak istenen gazetecinin çocukluğuna uzanan istismar öyküsünün aynı kasabada gerçekleşmesine rağmen bir yetişkin olarak istediği cinsle kurabileceği ilişkinin onu istismar eden toplum tarafindan linçlenmesi ve toplumun bu konulardaki çifte standartları. Film başlarken meskûn mahalde ateş ederek yaban domuzu avlayan kasaba sakinleri film biterken gazeteci ve savcıyı sürek avına çekiyor.
Film sahne sahne incelendiğinde örtülü tekniklerle işaret edilen acımasız gerçekler, bütün olarak düşünüldüğünde izleyene tokat gibi çarpıyor.