https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/06/hakkimizda.jpg

Günümüzde de tıpkı geçmişteki gibi, kime sorsanız mutlu olmayı istiyor. Fakat diğer pek çok şeyde olduğu gibi, bu konuda da sınırları zihnimiz belirliyor. Girişteki cümle, bundan 100 yıl önce doğan Fransız yazar Albert Camus’ye ait. 1951-1959 yılları arasında, defterlerine bunun gibi, mutluluk ve mutsuzlukla ilişkili başka cümleler de yazdı Camus. Brainpickings de bu cümlelerden bazılarını derledi; sizin için Türkçeleştirdik:

Oscar Wilde, sanatı diğer her şeyin üstünde tutmak istedi. Halbuki sanat diğer her şeyle karışmalıdır. Wilde da bunu acı çekerek öğrendi. Bu çağın kusuru şu ki gerçeği bir anlığına bile olsa kavrayabilmek için acıya ya da sınırlara ihtiyaç duyuyoruz. Ve bu gerçek, kalbin değerli olduğu zamanlarda mutluluğun da parçasıydı. Ne hakir bir yüzyıl bu.

Vücutların dayanışması; ölümlü ve acı içindeki etin birliği. Biz buyuz işte, fazlası değil. Bu ve buna eklenen her biçimiyle insan dehasıyız; çocukluktan Einstein’a.

Hayır… Mutsuz olmakta utanılacak bir yan yok. Fiziksel acı bazen utanç vericidir ama acı çekmek utanç verici olamaz; hayat o çünkü… Yapmanız gereken, diğer herkes gibi yaşamaktır. Sen sırf, sen olduğun için mutluluğu ve çok az insanın tattığı bütünlüğü hak ediyorsun. O bütünlük bugün bile ölmedi, hayatın bir parçası. Ve istesen de istemesen de senin üzerinde egemenlik kuruyor. Üstelik ona ulaşana kadar yalnızlık çekecek, bir boşluk duygusuyla, onun acı veren hatırasıyla yaşayacaksın. Hepimiz içimizde cansız bir parça taşıyoruz. Hepimizden kastım mutluluk zirvelerine çıkarılmayanlar, acı içinde aslında hiç yaşamadıkları bir mutluluğu hatırlayanlar…

Öfkeli zihinlerden çalışmaları için koparılan zaman, zamandan koparılan bu parça, en iyisidir. Ne talihsiz bir tutku.

Kalbin aşındığı doğru değil ama beden bu yanılsamayı yaratıyor.

Prensiplerine bağlı kalmayı, mutluluğa yeğleyenler, kendilerini şartladıkları koşullar dışında mutlu olmayı da reddederler. Eğer kazara mutlu olurlarsa, elleri ayakları dolanır, mutsuzluktan mahrum kaldıkları için mutsuz olurlar.