Lala Lala!
Bırak kurusun sol elim
Çarpık bakışlarımla beraber
Artık ben bir değirmenim
Rüzgarı bekleyen ne çok geç kalmış ruh var
Aşka geç kalan ruhlar ne çok ağlar
Seversin onları bilirim
Savurduğun tüm yaprakları onlar toplayacaklar
Sonbahar benim esrik ölümümdür artık
Atların nalsız ayaklarındaki candır bu çiğdem
Diyelim ki hiç olmadığın
Ücra bakışlar mahallesinde ben, rencide edilmiş bir rengim
Karayım, yeşilim, maviyim
Diyelim ki
Annelerin üşüdükleri hikâyeyim
Gece çalınıp sabaha çıkamamış bir besteyim
Bensiz, evine algı götür
Bende esir, kanepede durmuştur yıllarca, o yanlış mehtap
Kalbin aynasından silmeye yeminlisin
Lala, bir İstanbul anlat
Kötü adam diyorlar bana
Ben ki sevmeden sarılmış
Sarılıp sevmemişim yıllar boyu
Bir deriyle kemik buluşmuş tüm okşamalarda
Bulutların sırtına binen
Yanlış bir güneşim karanlık odada
Bir katilin bıçağıyım
Bir korkağın oyuncağı
Ancak, düşmek yakışmaz tanrılara
Lala Lala!
Bırak kurusun sol elim
Çarpık bakışlarımla beraber
Artık ben bir değirmenim