Türk öykücülüğüne kendine has bir bakış ve dil işçiliği getiren Vüs’at Orhan Bener, edebiyatımızın en önemli kalemleri arasında yer alır. Dönemsel olarak kurguladığı öykülerde geçen anlatılar, gerçeğe ve gerçek olma ihtimali yüksek olan insan yaşamlarına uzanır. Böylece yaratılan öykü akışındaki kalıcılık, aslında okur tarafından merak unsuruna dayandırılarak ilerletilmiş olur.
Vüs’at Orhan Bener‘in öykülerinde geçen ve pek çok anlamdan ifade edilen cümleleri derledik.
1. “İyilik et, denize at, balık bilmezse, hâlık hiç bilmez diyebilsem bir kez, bu yaştan sonra adam olma yolunda ilk önemli adımı atmış olacağım.”
2. “Yorgunluğun, bıkmanın da kendine özgü, tadı, kokusu vardır. Yaşayamamak da yaşamaktır.”
3. “Sartre çağının büyük düşünürlerinin başında anılır. Anlamam. Ben küçük, zavallı dertlerimin boğulmasındayım.”
4. “Önemli olan bellek ihanet etse, bellek oyunu olsa bile, insanın yaşadıklarından, yaşadığını duyumsadıklarından emin olması, kıssadan hisse çıkarabilmesidir.”
5. “Her şeye gücü yeten bir adam, tek kurşunla vurulup, olduğu yerde katılıp kalmasına şaşmış birine benzer.”
6. “Sonuna değin gidilemedi, son bilinse, son belli olsa da. Kaçınılmazdı, orası öyle, ne ki kaçarak kaçınılmaza boyun eğmek yazgımızı biz yazmadık mı? Biz yok muydu yoksa? Biz yanılgısı!”
7. “Gerekçeli olsun olmasın, gereklilik inandırılmışlığı , ikilem sancıları canından bezdirir insanı.”
8. “Oysa, bilinenlerin sır sayılamayacağını düşünebilseydiler, sır burgacında boğulmazdılar.”
9. “Elbet, gücümün sonuna kadar dayanacağım, dayanacağız, yıkılmayacağız, ama böylesine çılgın, akılsız yönetimlerin kurbanı bir ülkede yaşamanın anlamsızlığı da ortada!”
10. “Özgürlüğün tutsaklık, tutsaklığın özgürlükle kesiştiğini kavrayabilmek, acıların ulaşılmaz sınır taşı olmalı.”
11. “Günah, günah nedir sorusunu soran meraklının kalpazan yüreğine saplı Bursa bıçağıdır daha doğrusu.”
12. “Sonra sıkılırdı, çok sıkılırdı, kapkara sıkılırdı, çok içerdi, bol bol tabanca sıkardı beynine!”