Dünyada bazı şeylerin tekrarı mümkündür. Örneğin bir filmi tekrar tekrar izlersiniz ya da müziği tekrar tekrar dinlersiniz, bir sınava defalarca katılabilirsiniz. Ama bazı şeylerin tekrarı mümkün değildir. Bunların başında ‘’zaman’’ gelir mesela onun tekrarı mümkün değildir. Keşke olsaydı. Belki de çoğumuz bazı şeyleri değiştirirdik. Bir takım duygulardan kaçar bazılarına kucak açar, hayatımızın seyrini değiştirirdik.
Şimdi size deseler ki filmi başa sarıyoruz, Ey insan ikinci filmde kendi hayatınızın yönetmeni olarak sizi seçiyoruz, ne çok şeyi değiştirirdiniz. Ben farklı bir açıyla bakıyorum olaya, bazılarımız filmin ilk gösteriminde bile çoğu şeyden kaçarak ya da gizlenerek iş yapıyoruz şimdi abiler ablalar kaçımız aşktan kaçıyor el kaldırsın büyük kısmımız ya da kayıplardan veya mutsuzluk artı mağlubiyetten. Peki şimdi cevap verelim bu hayatta hep en çok kaçtıklarımız bulmadı mı bizi çünkü en uzun mesafeli kaçıştır insanın kendi iç kaçışı hem de diğer yarışlardaki kronometre ileri doğru saymaz, bu yarışta bu sefer daima geriyedir ve bir gün ekranda şu yazıyı görürsünüz 0.0 işte o zaman iş iş’ten geçmiştir. Yani zaman açmıştır yüreğinde yara, keşke’lerle boğuşur ömrün. Bazen demediğin sözler dizilir gönlüne ve olur olmaz yerde gelir aklına bir bakış bir söz bir nefes kaybedersi ömründen. Kaçırırsın her gün o treni. Her şeyinizi kaybedin, umutla dolu bir zaman sizinle olsun vesselam.