Tekstil sanayicisi bir babanın, İtalyan bir annenin ikinci oğlu olarak dünyaya geldi. Varlıklı ve kültürlü bir ailenin içinden geçen çocukluğunun ardından Viyana ve Berlin de felsefe eğitimi gördü. Kardeşinin aile işinin başına geçmesiyle kendisi ailenin entelektüel çocuğu olma fırsatı yakaladı ve bunu en iyi şekilde değerlendirdi. İki dünya savaşı gördü, insanoğlunun birbirine yaptığı zulümlere şahit oldu. İlk savaşta gördüğü yıkıcı etki ile savaş karşıtı bir konum aldı ve hayatının sonuna kadar bu konumunu korudu. Birinci dünya savaşından sonra Salzburg’a geldi, evlendi. Ülkesinde Nazi rejimi egemen olmaya başlayınca Londra’ya gitti. 22 Şubat 1942’ de karısıyla birlikte Brezilya da intihar etti.
Zweig, hayatın geçiş yollarından öğrendiği her şeyi insanlarla paylaşmaktan çekinmemiştir. Kitapları ve yaşamı aslında bunun en iyi örneği. Bunlar arasında korku ve sessizlik kavramları üzerine söylediği sözler de oldukça önemlidir. Çünkü insanın içinde dönüp duran ve belirli aralıklarla çatışan bu iki kavram, her koşulda karşımıza çıkan ve zaman zaman ikileme düşmemize yol açan engellerdir.
Zweig’tan alıntıladığımız liste, onun korku ve sessizlik üzerine ne gibi düşüncelere sahip olduğunu sonuçlarıyla birlikte gözler önüne seriyor.
1. “Korku, her şeyin bir karikatür olarak görünebileceği, boyutların feci bir şekilde bozulduğu çarpık görüntülü bir aynadır; bir kez yerinden oynatılırsa görüntüler en çılgın ve en imkansız ihtimallere dönüşür.”
2. “Belirsizlik, kesinlikten çok daha kötüdür; kısa süreli olan büyük bir korku, belirsiz fakat hiç bitmeyen bir korkudan daha az zahmet verir.”
3. “Sessiz kaldığımız sürece hepimiz suçluyuz.”
4. “Kendimizi dünyanın insafına bırakmak tam bir çılgınlık olurdu.”
5. “Eğer aynı ölçüde komşusuna da uygulanacağını biliyorsa, insan en sert disiplin cezalarını çok daha istekli bir şekilde kabul edecektir.”
6. “Tarihte, geniş kitlelerin daima ve hep birlikte, rüzgar nereden eserse o yöne gittiklerini artık çok iyi biliyorum.”
7. “İnsanın efendisi olmaktansa Tanrı’nın kölesi olurum daha iyi.”
8. “Tarihte mantığın ve uzlaşmanın üstün geldiği anlar çok enderdir ve kısa sürelidir.”
9. “Yeryüzünde hiçbir şey insana hiçlik kadar baskı yapamaz.”