https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/06/hakkimizda.jpg
Avustralya’da iki bin kişi ile yapılan çalışmada; kadınlar ve erkeklerin en çok söylediği yalan: “Ben iyiyim.” 
  Çok uzaklara gitmeye gerek yok sanırım. Her gün, kalıplaşmış ifadelerle, iletişimin çemberinden dolanıyor, içine girmiyoruz. Çok uzun süreden beri hepimiz iyiyiz ve uzun süreden beri hepimiz anlatmak istiyoruz. “İyiyim,” demek kaçış. Daha daha iyiysek bir de, anlatacaklarımız epey birikmiş demektir. Vaktimiz yok, anlatamayız neler olduğunu. Hakikati bilirsek yalanı biliriz. Hakikat şu ben iyi değilim, sen de, annem de. Yetişemiyoruz, her yere dağılmışız, distopyanın içindeyiz, güçlü olmak zorundayız. 
  Bir gün, iyi değilim dedim. Anne ben iyi değilim, yapamıyorum.”İyisin iyi,” dedi. Aman çocuğum. Ağzımızın tadı kaçmasın. Kaçmasın tabi de herkes kravatı gevşetip, yetti be diye bağırmaya başlarsa; en arkada kalan yolcu yetişemeyecek diye herkes onu bekleyip treni durdurursa, sıkıldığı için halk otobüsünü yolcularıyla kaçırıp üstüne bir de güzergahı değiştirirse şoför, üst kattaki deli teyze kedimi sevmek için kapımı çalarsa, daha iyi olmaz mıyız?
Olamayız.
  On birinde gelin edilen, on ikisinde anne olan, on dördünde ölü bulunan Kader Erten de ben iyiyim demiş; iki ve dört yaşındaki kızlarını öldüren baba da; köpeğe tecavüz ettikten sonra gözaltına alınıp serbest bırakılan “adam” da, eşinden ayrıldığı için tehditler alan, bir köşede cesedi bulunan otuzunda Ayşe de, her yere yetişemeyen, koşuşturan Ali de, öğretmeninin taciz ettiği Aysel de, velilerden dayak yiyen öğretmen de, süper marketlere direnen Hasan Bakkal da, kendini yalnızlaştıran, yalnızlığında boğulan Nermin de …
Hakikati bilirsek duyduğumuz, gördüğümüz, yaşadığımız yalan olur.
Hakikati görmezden gelirsek, biz yalan oluruz.
Nasıl bilirdiniz, iyi bilirdik.
Hadi. Yine iyisiniz!