https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/06/hakkimizda.jpg

Faili meçhul bir cinayetin ardından kısraklar dövüyor toprağı. Sabahın tatlı uykusundan iteleyerek uyandıran horoz sesinin gücüne karşılık kendi güçsüzlüğümden utanıyorum. İnsanoğlu aslında bir bilse kendi gücünü, neler yapabileceğini… Ama yok. Hayat hengâmesinin kirli oyunlarında elimiz üstümüz her yanımız pislik içinde. Beynimizde bile güzel düşler dönemiyor.

Savruk, kurgulanmış bir saatin tiktaklarında nefes almaya çalışıyoruz. Payımıza düşen saniyelerde nefesten çok nefret var, neden geldim sorgusu var. Kapılar aralık oysa gitmek için, hazırım her anın kaçışına. Ama bir el var ki oradan kaçamıyorsun. Vicdan; ensende boza pişirse bir bardakta bana ver dersin oysa gitmek en kolayıydı. Sürgün edilmiş para oyunlarıyla uğraşıyoruz daha iyi bir gelecek bahanesiyle. Saniyeler omuzlara binmiş bin kilo ağırlığında kayaları çekiyor. Yürü  ya kulum diyen sesler çınlıyor düşen her alın terinde. Oysa kul sorguluyor düşen her kaya parçasının zihinde uyandıran gitme hissine. Ve bugün sonuncusunun düşmesine az kaldı…

Yarı felçli uyandığım sabah mahmurluğunun korkusunu, ağzımın açlık kokusunu kuru bir ekmek parçası ve peynirle iyileştirmeye çalışıyorum. Tekel bayiden alınmış kırıntı ekmek misali hayatın sefil feleğinde dönüyorum durmadan. Ve bugün bu zemberek çemberin içinde dönüşümün 25. yıldönümü. Bugün benim doğum günüm. Yıllar boyu tek başına söndürülmüş hayallerin altına bir mum daha dikiliyor, pastama değil ama. Üflenip dilek tutulsun diye de değil. Kilise ayininden yansıyan huzmeler altında günah çıkarmama yardımcı olmak için dizilmiş mumlar sırasıyla. Cevaplarını bulamadığım varoluşsal sorgularda, bir de dini vaazlar arasında boğuluyorum.
İçimdeki boşluğu kesmeye çalışıyorum.
 Toplu bir iğne ucuyla göz kenarlarıma biriken kırışıklıkları sayıyorum usulca kırık bir ayna karşısında. Sayısı 30’a yetişmiş… Biriken kırışıklıkların sayısı yaşımdan bile  daha büyük. 
Bak işte! Kırışıklarım bile benimle yarışıyor. 
Kazanan o, kaybeden yine ben.
 Önce doğarken kaybettim, hiç doğmaması gerekenden şimdi yenilen yine ben.