https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/06/hakkimizda.jpg

‘‘Hakim bey ektiğiniz fidanın ilk meyvesini yemek istemez miydiniz?’’
 
KARDEŞİNİ DOĞURMAK-BÜŞRA SANAY

İnsan kavramının yeryüzünde yer etmeye başladığı günden bu yana, insanın insana yaptığıyapacağı nice kötülük ortaya çıktı. İnsanın hak arayışının gün yüzüne çıktığı tarihten bu yanaysa, sessizliğin kötülüğü geçiştirmekten başka bir işe yaramadığını göstermesi, insanların oluşturdukları toplumsal yaralara derman olma ihtiyacını yeni yeni doğurmaya başladı. İşte derman arayışımıza konu olanlardan yalnızca biri ensest. 

Ensest, kısaca aile içinde görülen cinsel istismar anlamında.Akrabanın, annenin, babanın, ağabeylerin aklınıza gelebilecek tüm yakın aile bağlarından doğan istismar. Ve takdir ederseniz ki bir ailede en çok korunmaya ihtiyaç duyan kişi çocuk. Türkiye’ de ve dünyada saklı tutulmaya çalışılan koca bir sır. Çocuklara yönelikolan, çoğu zamanda:‘‘Birine söylersen seni ve sevdiklerini öldürürüm.’’ tehdidiyle süren; istismar edilen çocuğun, tüm çocukların aynı süreçleri yaşadığı düşüncesini kabul etmesi; daha sonraları yaşadıklarının normal bir durum olmadığını fark etmesiyle, karşı karşıya kalarak yaşadığı şok.Toplumun‘pedofili’, ‘ensest’ ve ‘aile içi cinsel istismar’ı görmezden gelmeye devam etmesi ancak internette ‘çocuk pornosu,ensest konulu filmlere yönelik ilginin’ büyük olması, ‘toplumun içinde istismar mağduru ve istismarcının’ çokluğunu da gösteriyor. 

Kardeşini Doğurmak kitabı da, bilinen ve bilinmeyen yüzüyle toplumsal bir yaranın sesi olarak; toplumumuzdaki çocukların geleceğe dair umutlarının elinden alınmasının haklı bir isyanı. Sohbet ortamlarında konuşmaktan kaçınılan, haberlere çıktığında kanalların değiştirildiği, kendi içimizdeki sorunlara gömülüp belki de en yakınımızda duran istismar mağdurunu görmeyerek; yarasının farkında olmadan kanattığımız konunun detaylı bir analizi. Araştırmacı,gazeteci Büşra Sanay tarafından yazılan ‘Kardeşini Doğurmak’: Türkiye’deki aile içi cinsel istismarı saklı kalan gerçeğiyle ele alan,hayatlarının belli dönemlerinde istismar edilmiş mağdurların öykülerinin yer aldığı, geniş çaplı bir araştırma örneği.Kitapta, sosyal hizmet uzmanları, sosyologlar, cezaevinde görev yapan kişiler ve bir yönetmenle yapılan görüşmelerde yer almakta. Çocuğa aileden sonra en yakını olan öğretmenlerin, gördükleri istismar öykülerine müdahale etmeleri gerektiğinden; hakimlerin istismarcılara yönelik uyguladığı indirimlerin ortaya çıkardığı sonuçlara kadar.
Kitabın ortaya çıkışınınCanan Güllüyle yaptığı röportajdan kaynaklandığını, her defasında dile getiren Sanay’ın araştırması, şimdilerde 12.basımında. Kitap elinize aldığınızda kolay okuyamayacağınız,her cümlede belki de geçmişinizde yaşadığınız bir olayı anımsayacağınız ya da mağdurlarla empati yaparak bir sonraki sayfayı çevirmeyi hem çok hem de hiç istemeyeceğiniz bir kitap.Kitabın sonunda da Ensest konulu bir araştırmanın sonuçları,gençlerin  bakış açılarıyla ele alınmış. Dilerseniz siz kitaba başlamadan Ensest’e Sanay’ın gözüyle birlikte bakalım.

Çocukluğunun en güzel dönemlerinde; istismarcısından aynı evin içinde kaçmaya çalışarak yaşayan, anne babasının ya da yakın gördüğü kişilerin öğrenmesiyle sadece ‘kendi’sinin suçlu görülmesine dayanamayarak, gücünü toparlayarak hak arayışında mücadele veren büyümemiş çocukların, kendi öz ailesi tarafından tehditte maruz kalmasıyla; genç bir adamgenç bir kadın olduklarında; hiç evlenememesi, yaşadıkları travmanın tüm hayatları boyunca mağdurları takip etmesi, bir insanın bir başka insana yapabileceği en büyük kötülük. 

Toplumun içinde:‘‘İslam ülkelerinde ensest olmaz.’’, ‘‘Türkiye de doğu da çoktur,batı da ne işi var.’’,  ‘‘Akrabaailede olmaz bunlar.’’, ‘‘Kuytu köşelerde olur bunlar, aynı evin içinde olmaz.’’, ‘‘Çocuk işte hayal dünyasından uyduruyor.’’,‘‘Öz dedesidir, amcasıdır, ağabeyidir, ablasıdır, annesidir vs.dir., sevmiştir; siz yanlış anlamışsınızdır.’’ Gibi kalıplaşmış cümlelere saklanarak oluşturulan düzenin dışında gerçeğin; her ülkede, her mezhep, her inanışta ensestin olabileceği, konuşulmaya başlandığı ve hak mücadelesi ihtiyacı doğduğu için görmeye başladığımızı,bölge bazında düşünerek ensesti sabitleştirmenin yanlış olduğu, ensestin as olan yakın çevreden geldiği ve yan dairemizde veya kendi evimizde dahi ortaya çıkabileceği, çocukların cinsel ilişkiyi görmeden, maruz kalmadan ya da ona öğretilmeden uydurabileceklerine inanmanın doğru olmadığını kabul etmeliyiz. Bir çocuğun ailenin bir üyesinden, komşusundan, akrabasından korkarak  ağlamasını ciddiye almalı, huzursuz olduğu durumlara dikkat etmelive çocuğun böylesi bir konuda yalan söyleyeceği ihtimalini en sona saklamalıyız. İstismara maruz kalan çocuk; yemek yemeyi istemeyebilir, iletişime kapalı hale gelebilir ve sessizliğin altında onu duymanızı bekleyebilir.

Çocuklara özel bölgelerinin yaş grubuna göre öğretilmesi; anne baba olarak, çocuğun etrafındaki kişilerle iletişimine dikkat edilmesi, anlayacağı bir iletişim dilioluşturulması kendi içimizde alacağımız güvenlik önlemleri olabilir. Yan komşu,ağabey,abla,anne,baba veya hiç kimse olarak,ensest mağduru olduğunu düşündüğümüz çocuk için kolları sıvamalı ‘Bize ne?’ düşüncesini toprağa gömmeliyiz. Unutulmamalı ki ensest konuşuldukça ve yardıma ihtiyacı olan kişilerin çığlığı oldukça,‘Elalem ne der?’ anlayışını bir kenara ittikçe, mağdur edilen çocukların geleceklerine umut aşılayacağız.Ve son söz olarak şunu söyleyebilirim ki; Tam olarak iyileşemeyen, yaraları hep kanamaya hazır olan çocukların ileride kendilerininde bir istismarcı adayı olması muhtemel.

Ensest’ e Sessiz Kalma.!
Ceyda OKTAY