https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/06/hakkimizda.jpg

1910 yılında Almanya Sosyal Demokrat Parti önderlerinden Clara Zetkin, 129 kadın işçinin anısına 8 Mart’ın Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmasını önerdi. Öneri oy birliğiyle kabul edildi. 16 Aralık 1977 tarihinde ise Birleşmiş Milletler Örgütü tarafından 8 Mart’ın tüm kadınlar için Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanması kararlaştırıldı. Aklın yolu birdi: Kadınlara erkeklerle eşit haklar verildiği takdirde dünya barışı güçlenecekti.  
 
Ben 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü, yerel ve evrensel açıdan kadınların en önemli dayanışma günü olarak algılıyorum. Bu dayanışma içinde kadınlara destek veren, onlarla yan yana yürüyen erkeklerin de önemli rol oynadığını düşünüyorum. 8 Mart’ın tarihsel boyutu da kadın emekçilerin evrensel değerini, toplumsal eşitlik ve adalet üzerinden ifade eder. 8 Mart, kadının toplum içindeki sorunlarına, kadın emeği sömürüsüne, kadının ev içi ve ev dışında uğradığı eril iktidar baskısına, toplumsal cinsiyet ayrımcılığına, kadının her alandaki mağduriyetine dikkat çekilen, kadına yönelik şiddet karşısında yeniden ve daha güçlü bir biçimde tavır alınan en önemli günlerden biri…

Acıyla yoğrulan, sabırla bilenen bütün kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutluyor, eşitlik, özgürlük ve mutluluk dolu bir yaşam sürmelerini diliyorum.
 

Sokakta bir kadın.
 
Tükenen bir ezgiden kaldırıma mıhlanmış,
 
kötü anlar yakmış vücudunu.
 
Bir kadın sokakta.
 
Göz bebekleri omurgasından yorgun,
 
dili sağır yüzünde ağrı.
 
Bir kadın.
 
Orada veya burada, üç yıl önce bir saat sonra.
 
Yine adını koyamadığı o kör kuyuda.
 
Çok ağlamış, çok gülmüş.
 
Kadın.
 
Bir rüyanın acabasını kovalarken,
 
göye sarılamadan daha
 
Başkası ağlamasın diye,  
 
hasarını teselli edecek ninniyi, söylememişken.
 
Yine üzerine toprak serpilmiş.

Zeynep Eşin

YERİNİ YADIRGAYAN KADINLARIN GİZİ
 
İçimde yeşerttiğim hiçbir şey dünyayla barışmıyor
Neden umutla yeşertemiyorum hiçbir çiçeği
Ve neden acımı hep daha büyük bir acı kapatıyor
Gözyaşı neden önce kanatıp ardından o yarayı kapatıyor
Sorularımın bir cevabı yok
Bir bileğimde paslı zincirime bakıp diğer bileğimle özgürlüğü düşlüyorum
Tüm mümkün olmayanların kıyısında gidişime sessizce el sallıyorum
Ne yaparsam yapayım bu dünya bazı seslere sağır kalacak
Sarı fosforluyla çizdiklerimi benden başka kimse okumayacak hatta
Yağmuru içinde hissetmeyenler yazdıklarımı hiç anlamayacaklar
Ve sözümün derinliğinde dolaşanlar hiçbir şey bulamayacaklar
Çünkü benim toprağı kurak
Çünkü benim suyum okyanusa kavuşmuyor
Çünkü benim güneşim yalnızca birazımı aydınlatıyor
Yeteri kadar yaşıyorum hayatta
Anlamım bozuk benim bu yüzden kurulmuş her cümlede eksik sözcüklerim
Her sözlükte eş seslim hiçlikten ibaret
Hiçliğin içinde ve daima kendi gizimdeyim
Başka türlü büyümek nedir hiç bilemedim
Sahi ben bu yaşa nasıl geldim?
Çocuk oldum, kadın oldum ve işte şimdi sıfatsız bir özneyim
Yalnızca kendimdeyim
Her şeyden biraz ve hiçbir şeyden daha az bir yerdeyim
 
Tutsak ya da güçsüz değiliz, senin içindeki gücün özündeyiz. Emeğimizle eril dişil kimliklerimizden sıyrılıp bir yaşayacağımız günlerin hasretiyle, Emekçi Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun.

Beyza Büşra Erol