https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/06/hakkimizda.jpg

Tomris Uyar tarafından yazılan ve 1973 yılında yayımlanan Diz boyu Papatyalar, içerisinde 8 farklı kısa öyküyü barındırır. Bu öyküler: Hakların En Güzeli, Emekli Albay Halit Akçam’ın İki Günü, Yaz Suyu, Şen Ol Bayburt, Ömür Biter Yol Biter, Limanda, Aykırı Dal Üstüne ve kitaba ismini veren Diz boyu Papatyalar’ dır. Yalın, süssüz anlatımıyla her kitleye hitap eden Diz boyu Papatyalarda, insan ilişkilerine, özellikle de insanın bir başka insanda aradığı anlamına dikkat kesilir. Yoksulluğun, açlığın, çarpık kentleşmenin, sevgisizliğin ve anlayışsızlığın en çokta insanın kendi iç sesine kulak vermeyişine, kendini ve çevresinde gelişen olayları tanımayışına ve tanımlayamayışına değinilir. Farklı yaşamları giyinen insanları Hakların En güzelinde dile getirir. İnsana ve insanlığa yapılan haksızlığa göğüs gerer ‘‘canım ablam’’. Her ‘‘canım ablam’’ deyişi, uzaklara götürür insanı, eskiden çok iyi tanıdığı, şimdilerde pek uğramaya vakit bulamadığı yerlere.
‘‘Üsteleme. Yolumuz ayrı çünkü. Anlayamazsın.’’
Emekli Albay Halit Akçam’ın İki Günü, Turgut’a ithaf edilen bir kısa öyküdür. Halit Akçam, orta halli kendi yağında kavrulan, hafifçe yaş almış, yazmaya meraklı bu yolda günlük tutmayı sürdüren, geçmişi kurcalamayı seven içimizden biri. Halit Akçam’ın, bir nevi ruh tahlilini yaparak geçmişte saklanan ‘‘Keş Halit’’i de şu anıyla yüzleştiren Tomris, karakterin topluma olan bütünleşme bir o kadar da bütünleşmeme çabası üzerinde durur. Toplum düzeni ve bu düzeni engelleyecek her bir savaş, Halit Akçam üzerinden ele alınır.
‘‘Toplum bünyesindeki aksaklıklar, fertlerde de kendini gösteriyor, genel bir laçkalığa yeşil ışık yakıyor.’’
Yaz Suyu, Aydın karakterinin trende bir kadınla karşılaşması ve bu yeni tanıdığı kadınla bir yol ayrımına girmesiyle karşı karşıya kaldığı zorluklarda, yaşamında hakimiyete kuramayan ve belki de bu sebeple etrafında olan olaylarda kader yolunun gidişine izin verenlerin hikayesi, anlatılıyor.
‘‘Hep düşünmüşümdür; aklından asıl geçenleri hiç yazamazsın mektuba. Karşındakinin beklediklerini istediklerini yazarsın ki mektupsuz kalmayasın. Kendi zararına hep onun yararına.’’
Tüm hikayelere girmeyerek, kitaba asıl adını veren ve en çok merak edilen kısa öykülerinden biri olan Diz boyu Papatyalar, ‘‘…yavaş yavaş, bin türlü göğüs gererek yetişenlerin, sonra da bu güçlüklerle bir daha karşılaşmamak için ellerinden her geleni yapacakların yurdu..’’ olan Ankara’da geçmektedir. Aydın bir keman virtüözü olan Şermin ve eşi Orhan arasındaki ilişkiyi oğulları Ahmet ile birlikte tamamlayarak ele alır Tomris. Çok geleneksel bir aile olmasa da, birbirine uzak olan eşlerin yaşam mücadelesine karşı omuz omuza kalışları ve birbirlerine olan duygusal uzaklığını da dile gelir. Şermin’in kendi düşleri ve kendine ait eski heyecanlarına ihtiyacı ana konudur.Orhan’ın ilgisizliğiilgisi,kendi yaşamı üzerinde kurduğu küçük mutlulukları ve yaşama arzusu iki kilit insanın anahtarıdır. Ve yine aynı dili, aynı anlamlarda ararlar.
‘‘Dili bilmesek bile anlıyoruz,çünkü Akdeniz’in ortak dili bu ‘Diz boyu Papatyalar,’ anlamına da gelebilir, ‘Daha yığınla çocuk var doğurulacak, yığınla çocuk bezi,don, erkek çorabı var yıkanacak,’ anlamına da.‘Seni seviyorum, hadi hoşça kal, bir gün o kıyı kahvesinde yanına çöküp dostça iki kadeh içebilme isteğim baskın geliyor,’ anlamına da…’’
Kitabın içinde yer alan 8 farklı hikayede, kendi yaşamınızda saklı kalan gizleri keşfe çıkmanız dileğiyle. Keyifli okumalar.