Hayattaki başka hangi uğraşta, bir şeyin hemen “iyi” olup olmadığıyla bu kadar meşgulüz?
Bazen keşke yazmaya daha çok koşmak gibi davransaydık diyorum, ya da yüzmek veya bisiklete binmek.
Hayattaki başka hangi uğraşta, bir şeyin hemen “iyi” olup olmadığıyla bu kadar sorguluyoruz? Yeni başladığımızda neden işimizin değerine güvenme konusunda endişelenmeliyiz? Spora yeni başlayan bir koşucuysanız, üstün koşu yeteneklerinize güvenmek muhtemelen aklınızdaki son şeydir. Bir alışkanlık oluşturmak, ritminizi bulmak ve aslında yapmaya karar verdiğiniz şeyi bitirmekle daha çok meşgulsünüzdür.
Hiç kimse acemi bir yüzücüye tam olarak ne zaman yarışmaya katılacaklarını sormaz. Yüzmekten zevk almak yüzmek için yeterli bir sebeptir. Yazmaktan zevk almak yazmak için yeterli bir sebep olmalıdır.
Yine de yazarlara hala soruluyor: Nerede yayınlandınız? Veya: O roman daha bitmedi mi? Aylardır üzerinde çalışmıyor musun? Ya da en kötüsü: Gerçekten bir yazar olarak başaracağınızı düşünüyor musunuz?
Dahası, bir sporcunun hünerini bir yazarınkinden ölçmek muhtemelen daha kolaydır çünkü spordaki retler genellikle somut, veriye dayalı sonuçlara dayanır: Bitirme süreniz rakibinizinkinden iki dakika daha uzundur; yani finallere kalamadın. Yayıncılıkta, bir editör sizinkine çok benzer bir hikâye yayınladığı veya o sabah kötü bir ruh hali içinde olduğu veya “yeterince sevmediği” için reddedilebilirsiniz. “Bir şeyi yeterince sevmemek” için kronometre veya cetvel nerede?
Bazen hayatta, istediğimiz için, ihtiyacımız olduğu için bir şeyi kovalamayı seçeriz. Keşke yazarlar için diğer uğraşları yaptığımız gibi zanaatlarını benimsemek kadar basit olsaydı. Keşke sevdiklerinin de aynısını yapması bu kadar basit olsaydı. Mümkünse sevdiklerinizin onayına ve anlayışına olan ihtiyacı ortadan kaldırmaya çalışın. Yazma isteğiniz sorulduğunda en iyi tavsiyem basitçe “Çünkü buna ihtiyacım var” demenizdir.
Bir koşucu, uyanan ve koşmayı seçen kişidir. Uzun bir gün geçirdiklerinde bile, zor olduğunda bile, platoda olduklarını hissettiklerinde bile koşmaya devam ederler. Bir buz patencisi uyanır ve paten kaymayı seçer. Bir yüzücü uyanır ve yüzmeyi seçer.
…Ve her gün uyanıyorsun ve yazmayı seçiyorsun.
Yazar olmak bu kadar basit, bir o kadar zordur.