Bir ucundan umut diğer ucundan hayal kırıklıklarımız döndürür hayat sarmalımızı. Bir yanımızla bugünde yaşarken diğer yanımız geçmişin üzerimize çöken ağırlığı altında ezilir. Yakamıza iki eli ile yapışan karanlık çöker kalır üstümüze. Kiminin sevgilisidir bu karanlık, kiminin babası, annesi karısı ya da kocasıdır.
Karanlık korkutur insanı. En büyük günahlar karanlıkta işlenir, en büyük pişmanlıklar bu karanlıkların tohumudur ve her coğrafyanın kendine özgü karanlıkları vardır. Yaşadığımız coğrafyanın gerçekleriyle yüzleşmemizi sağlayan Zeynep Eşin’in Ayrıkotu Yayınları’ndan çıkan kitabı Son Üç Dakika, okura gündelik hayatın içinde başına hep bir ama eklediğimiz insana dair acıların karanlığını gösterirken bilinç akışı, geri dönüş, röportaj tekniği ve kapalı anlatım ile de edebi bir lezzet sunuyor.
“Oyunlarınız her zaman üzücü, her zaman ağlayarak bitecekmiş gibi görünür. Şu anda oynadığımız gibi. Örneğin bugün gözlerimi ve ellerimi oturduğum sandalyeye bağlı olarak bulmak için uyandım. Hiç sevmiyorum ama yine de sana gülümsüyorum, bana doğru gelmeni bekliyorum. Sadece gülümsüyorum çünkü yapmazsam ne kadar zayıf olduğumu hissedip bana daha fazla zarar vereceklerinden korkuyorum.”
Arka Kapak;
Zehra, Leyla, Asya ya da Ayşe…
Bambaşka isimlerin gölgelerine hapsolmuş, kalbinizi yarıp geçmeye meyilli hayatların anlatısıdır elinizdeki bu kitap.
Kadınlığa, başkaldırıya, aşka, isyana ve daha nice saklı kalmış duyguya ait öyküler peşi sıra sıralanıyor sayfalar boyunca. Hiçbir hikâye okuyucuya ne bir ders ne bir tavsiye vermek niyetinde. Kelimeler ruhunuza ince ince dokunarak geçip gidiyor gözlerinizin önünden. Bu coğrafyaya ait hayatlar bu coğrafyanın hakikatleriyle örtüşerek çıkıyor karşınıza. Şaşırtıcı, can acıtan, fakat bir o kadar da zihinlerde anlamlı izler bırakan yaşamların göbeğinde buluyorsunuz kendinizi.
Yazar Zeynep Eşin; bizi edebiyatın kılcal damarlarında gezdirirken, adeta bir performans sanatçısı hüviyetine bürünüyor. Edebi üslubunu ustalıkla ve cesurca sergiliyor. Kapalı anlatımlar, bilinç akışı, geri dönüş ve röportaj tekniği ile okuyucusunu edebi bir doyuma ulaştırıyor.
Affan Fatih Öztürk
Gündelik hayatın içinde, başına hep bir -ama- eklediğimiz acıların, katman katman açılarak anlatım zenginliği ile mazeretsiz olarak gözler önüne serildiği ve “şiddete uğrayan tüm canlıların gerçek acıları ile yüzleşebilmemiz benim tek umudumdur,” diyen yazarın dokuz öyküsünü bir araya getirdiği ilk kitabı Son Üç Dakika.
Görmezsen anlayamazsın, duymazsan duyuramazsın. Gördüğünü anlatman duyduğunu haykırman için duvarın ardını görebileceğin bir ses bu öyküler. Duvarın ardı gül bahçesi değil. Yazar Son Üç Dakika’da, ancak duvarın ardına geçmeyi başarabilirsek görebileceğimiz acıları, ete kemiğe büründürmüş ve bu acıları okurlar için katman katman açmış.
Gerçeklerin duru temiz bir dille ama can yakan bir sesle anlatıldığı Son Üç Dakika’da; umut gerçeği görebilmemizde gizli…
İlknur Demir
Yazar Hakkında;
1981 yılında doğdu. Yükseköğrenimini Anadolu Üniversitesi Sinema Televizyon Bölümü’nde tamamladı. TRT Müzik, Flash TV, TGRT Haber ve Barış TV kanallarında Uğur Dündar, Müjdat Gezen, Yaşar Nuri Öztürk gibi isimlerin gerçekleştirdiği programların yönetmenliğini yaptı. Bir senaryo, bir kısa film ödülü bulunuyor. Çeşitli dergilerde öykü, inceleme ve makaleleri ile yer aldı. 2018 yılında Yazı-Yorum Dergisi’ni, 2020 yılında Yazı Yorum Çocuk, 2021 yılında ise Edebiyat Gazetesi’ni kurdu. Yazım yolculuğuna, Yazı-Yorum Dergi ve Edebiyat Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni olarak devam etmektedir. Beş öykü seçkisi derledi. Birçok yazarın yazım yolculuğuna eşlik eden yazar freelance olarak editörlük yapmaya devam ediyor. Yedi dönemdir Öykü Atölyesi’nde eğitmenlik yapmaktadır. Halen resim sanatıyla ilgilenen Zeynep Eşin, altı karma sergiye katılmıştır. Bir onur plaketi sahibidir.