https://www.yazi-yorum.net/wp-content/uploads/2020/06/hakkimizda.jpg

Size bir insanın içindeki masumiyetle şeytanlığın dansını anlatayım mı? Hem masumiyet hem şeytanlık olur mu demeyin. Olur. İnsanların içinde hem iyi hem kötü vardır. Bazılarında iyilik daha büyük yer kaplar, kimilerinde ise kötülük. Tıpkı Yin-Yang felsefesindeki gibi.

Yin-Yang, Çin düşünce geleneğinde önemli bir yer tutan ve evrendeki zıtlıkların birbiriyle olan etkileşimini açıklayan kavramdır. Evrendeki her şeyin birbirine bağlı olduğunu ve karşıt güçlerin bir arada var olarak dengeyi oluşturduğunu ifade eder. Yani dengede olabilmek için ne pirüpak iyi ne de safkan kötü olmalıyız. Özümüze ikisini de eşit miktarda yedirmeliyiz. Ta ki kulak memesi kıvamına gelene kadar. Bu kıvam insanlar için aydınlanma, iyiliği idrak kadar kötülüğü de idrak edip, kabul ettiğimiz andır. Evet, biz insanlar hem kötüyüz hem iyi. İçimizde ikisi de mevcut. Kabul edenler, etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Ancak herkes için kolay mıdır sanıyorsunuz bu kıvamı tutturmak, dengede kalmak? Maalesef değildir. Çünkü bu kıvamı tutturmak için öncelikle yaşamda ustalaşmış olmak gerekir. Bencilliği yani günümüzde çok kullanılan adıyla egoyu bir ceket gibi çıkarıp askıya asabilme erdemine sahip olmak lazımdır. Her insan, yaşından bağımsız bu olgunluk seviyesine ne yazık ki ulaşamamıştır. Ego, gerçeklik baskısı altındadır ve aslında kişiliğin korunmasını, gerçekle ahenkli olabilmeyi, çatışmalara çözümsel yaklaşımı içerir. Peki ya fazla ego nelere neden olur? Her şeyin fazlası zarar. Kesin bilgi yayalım. Buna kendi kişiliğimizi korumak da dâhil. Objektif bakış açısından uzaklaştığımız her adımda, gerçeklikten uzaklaşır, çatışmaları körüklemeye yaklaşırız. Sonra içimizdeki şeytan karşımıza geçip bize kahkahalarla gülmeye başlar. Gerçi onu bile fark edemeyiz. Bir bakarız ki; yangını çıkaran da, yanan da biziz.

Yin, genellikle karanlık, soğuk, pasif ve geceyle ilişkilendirilirken; Yang ise aydınlık, sıcak, aktif ve gündüzle ilişkilendirilir. Size büyük gibi gösterdiği iyilikler yapan kişiler, ansızın kötücül düşünceler besleyebilirler yine sizin için. Şaşırmayın sakın. Hatta hazırlıklı olun. Çünkü Yin’in içinden Yang, Yang’ın içinden ise Yin doğar. İyilik kadar kötülük de sonsuza kadar vücut bulacaktır hayatın içinde. O nedenle benden size bir tavsiye: Bütün kötülüklerin bittiği, iyiliklerle bezeli, pembe panjurlu bir dünya hayali kurmayın boş yere. Bu ne yazık ki çok ütopik bir hayal olur. Neticesi da hayal kırıklığından öte bir sonuca varmaz. Sonu baştan belli bir hayal kırıklığına sürüklenmemeniz adına uyarmak isterim sizleri.

Yin-Yang felsefesi, bu zıtlıkların birbirini tamamladığını ve bir denge oluşturduğunu savunur. Örneğin, gündüz ve gece, birbirini dışlayan olgular gibi görünse de biri olmadan diğeri var olamaz. Tıpkı mutsuzluğu bilmeden mutluluğun önemini anlayamayacağımız gibi.

Gündüzün varlığı geceyle, karanlığın varlığı ışıkla değerlenir. Bu ışıkla can bulur insanlar, mevsimler ve doğa. Ancak zıtlığın dengesinin bozulması ile doğanın büyümesi durur, don vurur ya da yangınlar oluşur. Mevsimler değişir, doğal afetler başlar. İnsanlar ise, en çok onlar etkilenir belki. Ya naiflikleri nedeniyle kırılmayı, haksızlıkları gönüllü kabul ederler ya da kanlarına karışan kötülük zehriyle kendileri yetmezmiş gibi, etraflarındaki insanları da zehirlemeye başlarlar. Bu kötücüllerden günümüzde kendimizi korumamız oldukça güçtür. Çünkü insanlar ruhlarını saran kötülükleri maskelemeyi çok iyi bir şekilde başarırlar.

Kötülükleri denge sınırını aşan insanlar, önce bedensel ve zihinsel tükenmeye başlarlar. Bu yozlaşmalarının sebebini kendilerinde aramak yerine, faturayı diğer insanlara keserler. Onları suçlar, acısını başkalarından çıkarmak için önlerine gelen her fırsatı değerlendirirler. Akla hayale gelmeyecek, durup düşünüldüğünde mantığa sığmayacak sabotajlarla; kişiliklerine, kariyerlerine, itibarlarına suikastlar düzenlemekten çekinmezler.

Bunun tam aksi iyimserliğin tarafına fazlasıyla geçen insanlar da harekete geçmekte gecikirler. Bu da geriye düşmelerine, kendilerini istedikleri gibi gösterememelerine, potansiyellerini gerçekleştirmede tereddütte kalmalarına neden olur. Fazla iyilikten maraz doğar diye büyüklerimiz boşa demiş olamazlar.

İdeal yaşam, Yin ve Yang’ın dengede olduğu bir yaşamdır. Yin ve Yang, yaşamın her alanında dengenin önemini vurgulayan bir felsefedir. Bireysel ve ruhsal dengeyi sağlamak, kaliteli bir yaşam sürmemize yardımcı olabilir. Hem evrende hem de insan ruhunda dengenin ve huzurun kaynağı zıtlıkları kabullenme ve bunları dengede tutmakla mümkün olur.

Özetle, dengenizi bozmayınız ve kimsenin de dengenizi bozmasına izin vermeyiniz. Zira bozulan dengeyi sağlamak oldukça güç. Küçükken içini merak edip açtığımız, sonra da toparlamaya çalışırken başarılı olamadığımız radyoları düşünün. Bir daha aynı verimi asla alamazdık onlardan. Bir daha eskisi gibi olamayacağınız bir tahribattan kaçınmak için ruhunuzu koruyun. Ruh bozuldu mu yedek parça bulmak mümkün olmuyor. Tüm ruhlar bedenle birlikte yok olduğundan, ruh koleksiyoncuları kapılarına çoktan kilit vurup başka diyarlara göçtüler.