Makalelere polisiye parodisi gibi yaklaştığı, klasikleşmiş 19. yüzyıl dedektif kurgusunu Baudrillardian perspektifinden analiz ettiği “Kusursuz Cinayet” kitabıyla gerçeğin ve ötekinin katilini arıyor.
Cortázar’ın öykülerini anlayıp yorumlamak için yazarın, yazma serüvenini de iyice bilmek gereklidir. En başta sembollerini ve yeni bulduğu (uydurduğu) kelimelerinin anlamlarını öğrenmelidir okuyucu.
Fransız ressam Vigee Le Brun da kızına karşı hissettiği anne sevgisini 1789 yılında yaptığı bu tablo ile ifade etmiş ve ölümsüzleştirmiş. Bağrına bastığı sevimli Julie onun tek çocuğu.
Kuran Okuyan Kız, ressam olmanın yanında arkeolog ve müzeci de olan Osman Hamdi Bey’in 1880 yılında yaptığı oryantalist resmidir. Oryantalizm akımı Avrupa’da 1800 lü yılların başından 1900 lü yılların başına dek etkisini göstermiş bir sanat akımıdır.
‘Anne Sevgisi’ tablosunu ise 1900 yılında haberini aldığı bir resim yarışmasına katılmak için tuval üzerine yağlı boya kullanarak çizmiştir. Zonaro resimde model olarak kız kardeşi Leonia ve küçük oğlu Faustino’yu kullanmıştır.
Nuri İyem, 1915-2005 yılları arasında yaşamış, Anadolu halkının günlük yaşantılarından yaptığı gözlemleri resimlerine aktararak, sanat hayatı boyunca ağırlıklı olarak toplumsal-gerçekçi eserler vermiş bir Türk ressamdır.
Anadolu insanın iç çığlığını duyduğumuz bu üstün nitelikli yapıtların oluşmasında İyem’in akademide karşılaştığı hocası Levy’nin de payı büyüktür. Levy Türkiye’ye akademide eğitim vermek için davet edilir.
Picasso’nun “Kırmızı Koltuk” isimli eserinde resmettiği kişi sevgilisi Marie-Therese Walter’dır.1927 yılında başlayan ilişkileri yaklaşık sekiz sene sürer. Maya isminde bir de çocukları olur.
Serkan Küçüközcü başarılı çağdaş ressamlarımızdan biri. “Masal” isimli eseri tuval üzerine akrilik boya kullanarak yapılmış. Eserdeki kompozisyonu nesne ve mekân olarak ikiye ayırabiliriz.
“Mahkûmlar, benim felaket arkadaşlarım. Mahkûmlar, perişan birçoğunun üstü başı. Mahkûmlar sarı tespihler ellerinde. Mahkûmlar, tütün dumanına boğulmuş masum yüzleri. Geceleri zaten batakta. Mahkûmlar karanlık gündüzleri.”