Fantastik edebiyat genel olarak gerçeğe dayalı olmayan, doğaüstü anlatımlar içeren yazım tarzı olarak tanımlanmaktadır. Fakat bu tanım kendi içinde bir takım sınırlamaları taşımaktadır.
29 Ocak 1860’ta bir tüccarın oğlu olarak dünyaya geldi. Taganrog Lisesi’ni 1879 yılında bitirdikten sonra Moskova’ya giderek Moskova Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girdi. 1884 yılında hekimlik unvanını alarak bir süre pratisyen hekim olarak çalıştı.
AntonPavloviç ya da ailesinin çağırdığı isimle Antoşa, 1860 yılında Azak Denizi kıyısında bir liman kenti olan Taganrog’ da, bakkal olan otoriter bir baba ve bu otoriteyi kabullenmiş bir annenin ortanca çocuğu olarak 1860 yılında dünyaya geldi.
Deli Bal çok alışkın olmadığımız bir kitap adı. Öykü kitabı söz konusu olunca okur kitap ismi olarak kitabın içindeki öykülerden birinin adını bekliyor. Oysa Deli Bal kitaptaki hiçbir öykünün adı değil.
Romanınız için iyi bir karakter yazmanın sırrının onlara insani kusurlar eklemek olduğundan bahsetmiştik. Konu insani kusurlar ve zaaflar olunca psikolojiden ve psikolojinin babası sayılan Freud’dan bahsetmemek olmaz.
“Şimdi de gerçeği hiç zorluk çekmeden anlatıyorum. Çünkü gerçek kolay ve yalındır.”
“Ben ilkokula başladığımda, sınıftaki öğrenciler içinde, defterinde, “O” harfinin karşısında odun resmi çizili; “Ö” harfinin karşısında da ördek resmi çizili olma ayrıcalığına sahip tek öğrenciydim.””
Bu yazımızda yazın sanatlarında öneminin iyi kavranması gereken ana karakter ile yan karakterlere değineceğiz. Sonrasında da karakter yaratımında sık yapılan hatalara bakacağız. Sözü uzatmadan ana karakter ile başlayalım.
Öykülerin sesine birlikte kulak verdiğimiz yazı dizisinin ikinci molasını, içinde yaşadığımız dönemin en önemli öykücülerinden biri olan Behçet Çelik’ in Gün Ortasında Arzu adlı öykü kitabının, ‘’İyi Olacak, İyi…’’ adlı öyküsünde vermek istedim.
Sadık Hidayet… Yaşadıklarının ağırlığından, sanatçı ruhuna sığamadığından, belki diğer insanlar gibi yok sayamadığından, bir şeyleri dışa vurma arzusundan ya da ne kadar dışa vursa da asla anlaşılamayacağını hissettiğinden onu böyle karamsar biliriz.